İskender Bey (, , Skënderbeu, Skënderbej; 1405 veya 1403-14041 - 17 Ocak 1468, Leş), Arnavutların ulusal kahramanı. Arnavutluk'un feodal hanedanlıklarından Kastriyota Hanedanı'ndandır. Babası Con, Gergi'yi Osmanlı sarayına rehin olarak gönderdi. Edirne'de II. Murad'ın hizmetinde bir içoğlanı eğitimi gören Gergi Müslüman oldu ve İskender adını aldı.2 Osmanlı sarayına alındığı zaman 18-19 yaşlarındaydı. Osmanlı'da önemli askerî hizmetlerde bulundu, Anadolu ve Rumeli seferlerine katıldı. 1443 yılında Morava Muharebesi sırasında kaçıp sancak beyi olduğunu ilan eden sahte bir fermanla Kroya kalesini ele geçirdi. 1468'de ölümüne kadar Osmanlı Devleti'nin Arnavutluk'ta yerleşmesine karşı mücadele etti.3
Osmanlıca kaynaklarda Yuvan oğlu İskender Bey olarak bilinirdi. İskender Bey, çok sayıda Latin ve Bizans kaynağında Georgius Castriotus Scanderbegh olarak anılmaktadır.4 Soyadı ise Kastrioti, Castriota, Castriottis veya Castriot olarak değişmektedir. Bu isim, Kuzey Arnavutluk'un Debre bölgesindeki Kastriot kentinden gelmektedir.5 Osmanlı döneminde kendisine verilen İskender Bey ismi çeşitli dillerde dönüşerek farklı şekillerde söylenmiştir.
1405 yılında büyük babasının mülkiyetindeki iki köyden birisi olan Sinë'de dünyaya geldi. Hristiyan-Katolik olan babası, Arnavutluk topraklarında derebeyi olan Gjon Kastrioti idi. Hakim olduğu bölgeler arasında Mat, Merdita ve Debre bölgeleri bulunmaktaydı. Hristiyan-Katolik annesi ise, bugün Kuzey Makedonya toprakları içinde bulunan Polog bölgesinden gelme bir prensestir. Dokuz kardeşin en küçüğü olan İskender'in ağabeyleri Stanişa, Repoş ve Kostandin, ablaları ise Mara, Yelena, Ancelina, Vlayka ve Mamitsa'dır.
Arnavutluk topraklarındaki Akçahisar bölgesini denetimi altında tutan Yuvan Kastrioti, 1421 yılında Osmanlı Padişahı II. Murad'a yenildikten sonra Osmanlı egemenliğini kabul eder. Bu dönemde Kastrioti ailesinin bağlılığını sağlayabilmek için ailenin oğulları rehine olarak Osmanlı Sarayı'na verilir. İskender Bey, en az üç yıl Osmanlı sarayında rehine olarak bulunmuştur. Arnavutluk topraklarındaki varlığına dair ilk yazılı bilgi 1426 yılına aittir.
1430 yılında Yuvan Kastrioti Osmanlı hakimiyetine baş kaldırsa da Evrenosoğlu İshak Bey komutasındaki Osmanlı birliklerine yenilir ve toprakları iyice küçülür. 1431 yılında ise İskender Bey, II. Murad komutasındaki seferlere sipahi olarak katılmaya başlar. 1437 yılında subaşı rütbesiyle Akçahisar zeametinin yöneticisi olur. Bu dönemde dokuz köylük bir tımar sahibidir. İskender Bey, savaş alanında gösterdiği başarı sayesinde yükselerek vali oldu. Bu sıralarda 5.000 kişilik bir süvari birliğine sahiptir. Arnavutluk topraklarında Osmanlı Valisi olarak bulunduğu zamanda babasının eskiden hakim olduğu toprakla temasını koparmayarak Arnavut asilleriyle ilişkisini sürdürdü. İskender Bey, kardeşi Repoş (1431) ve babası Con'un (1437) ölümünün ardından hayatta kalan kardeşi Stanişa ile birlikte Kastrioti bölgesindeki toprakları miras yoluyla devraldı. İtalya'daki Denizci cumhuriyetler Ragusa ve Venedik ile iyi ilişkiler kurmaya çalıştı. 1432-36 yıllarında bölgedeki diğer Arnavut asillerinin Osmanlı egemenliğine karşı düzenlediği ayaklanmaya katılmayarak padişaha bağlı kalır.6 1443 yılına kadar özellikle Hünyadi Yanoş'a karşı Osmanlı Avrupa seferlerine katılır. Bu dönemde Debre'ye sancak beyi atanır.
1443 yılında İskender Bey, II. Murad egemenliğine Niş Muharebesi sırasında baş kaldırmayı uygun görmüştür. İçinde bulunduğu Osmanlı ordusunun Hünyadi Yanoş komutasındaki Macar ordusuna yenildiğini gören İskender Bey, beraberindeki 300 kişilik Arnavut birliğiyle savaş meydanından ayrıldı. Doğrudan Akçahisar'a giderek 28 Kasım 1443 tarihinde sultandan Akçahisar valisine gönderilen bir mektupta tahrifat yaparak şehrin denetimini ele aldı. Civar bölgeleri de topraklarına katmak için Yorgo Brankoviç ve Stefan Crnojević'in hakimiyetindeki topraklara saldırdı. Bölgede hatırı sayılır sayıda kale ve geniş toprak sahibi olduktan sonra İskender Bey, İslamiyeti reddettiğini ve ailesi ile ülkesinin intikamını almak için başkaldırdığını ilan etti. Ayaklanmanın sembolü olarak da üzerinde çift başlı kartal olan kızıl bayrağı seçti.7
2 Mart 1444 tarihinde İskender Bey, bölgedeki tüm Arnavutluk prenslerini bir araya getirerek Leş Birliği'ni kurmayı başarır. Arnavutlar arasında bu dayanışma sayesinde İskender Bey hem bölgedeki egemenliğini artıracak, hem de nispeten büyük bir ordu meydana getirip kaleler inşa edebilecektir. İskender Bey, Osmanlılara karşı gerilla taktikleriyle saldırarak dağlık bölgeyi kendisi için bir avantaja çevirir. Hakimiyetinin ilk yıllarında yaklaşık 10.000 ila 15.000 askere komuta etse de tüm Arnavut topraklarında sarsılmaz bir denetimi bulunmaktadır.
29 Haziran 1444 Debre bölgesinde yaşanan Torvioll Muharebesi'nde İskender Bey komutasındaki Leş Birliği ordusu 25.000 kişilik Osmanlı ordusuyla karşı karşıya gelir. İskender Bey bu muharebede kazandığı zaferle hem bölgedeki varlığını sağlamlaştırdı, hem de Osmanlı tehdidiyle karşı karşıya olan Avrupa devletlerine kendisini tanıtmış oldu. İzleyen iki yıl boyunca Leş Birliği orduları 1445 yılında Prizren yakınlarında savaşılan Mokra Muharebesi'nde ve 1446 yılında savaşılan Otonete Muharebesi'nde Osmanlı Ordularını yenecektir.
Arnavutluk ayaklanması sırasında Venedik Cumhuriyeti İskender Bey'i desteklemiştir. Venediklilerin desteğinin ardındaki sebep, Arnavutluk bölgesinin Osmanlılarla aralarında tampon bölge olması ve Venedik topraklarına saldırıları engellemesidir. Leş Birliği'nin kurulduğu topraklar eskiden Venedik denetiminde olmasına rağmen birliğin varlığı Venedik tarafından onay görmüştür. Ancak İskender Bey'in giderek güçlenmesi ve Venedik topraklarını tehdit etmesi, iki ülke arasındaki ilişkileri gerginleştirir. Danye Kalesi'nin mülkiyeti üzerine çıkan çatışma, 1447-1448 Arnavutluk-Venedik Savaşı'nın patlak vermesine yol açar. Venedikliler, İskender Bey'i tahttan düşürmeye veya öldürmeye çalışsalar da başarılı olamazlar. Aynı zamanda iki cephede hem Venedik, hem de Osmanlılarla savaşmak zorunda kalan İskender Bey yenilmez ve Venedik, barış önermek durumunda kalır.
4 Ekim 1448 tarihinde imzalanan antlaşma sonrasında Danye Kalesi Venediklilerde kalsa da Drin Nehri çevresindeki bölgeler Arnavutluk topraklarına katılır. Ayrıca antlaşmaya göre Venedik, İskender Bey'e 1400 düka altın vergi verecektir. Bu dönemin ardından İskender Bey, Kosova bölgesindeki Hünyadi Yanoş birliklerine destek vermek üzere yola çıkar. Venedik ile mücadelesi sırasında İskender Bey, kendisi gibi Venedik düşmanı olan Aragon kralı V. Alfonso ile yakın ilişkiler kurar.
İskender Bey, 1448 yılındaki II. Kosova Muharebesi'ne katılmamıştır. Bu dönemde II. Murad ile müttefik olan Yorgo Brankoviç tarafından engellenmiştir. Kaybedilen muharebenin ardından İskender Bey kuvvetleri, Osmanlı tarafında yer alan Brankoviç'in topraklarını yağmalamıştır.
1448 yılında V. Alfonso, hakimiyeti altındaki Napoli Krallığı'nda çıkan ayaklanmayı bastırmak için güvenilir birliklerine ihtiyaç duyar. Bunun üzerine yardım için İskender Bey'e başvurur. İskender Bey, Demetrios Reres komutasında bir Arnavut birliğini bölgeye gönderir. Ayaklanmayı kolayca bastıran Arnavut kuvvetleri İtalya'ya yerleşir. Reres ise Kral Alfonso tarafından Calabria bölgesine vali olarak atanır. Bir yıl sonra 1449 yılında başka bir Arnavut birliği, adanın işgal edilmesine karşı Sicilya'ya gönderilir.
1448 yılında Osmanlı padişahı II. Murad ve oğlu II. Mehmed komutasındaki ordu, Kocacık (Svetigrad) kalesini kuşatır. Kaledeki Arnavut garnizonu Osmanlı saldırılarına dayanırken İskender Bey komutasındaki diğer birlikler de kuşatmayı sürdüren birlikleri rahatsız etmeye çalışır. Uzun süren kuşatma ve düşman topraklarındaki Osmanlılara karşı başarıyla uygulanan yakıp yıkma taktiği sonucu savaşan taraflar yenişemez. Sonuçta yapılan antlaşmaya göre kale Osmanlılara terk edilecek, ancak kaledeki birliklerin Arnavut topraklarına geçmesine izin verilecektir.
Svetigrad'ın alınmasından iki yıl sonra 1450 yılı Temmuz ayında II. Murad, yine oğlu II. Mehmed ile birlikte bölgeye gelerek 100.000 kişilik bir orduyla Akçahisar'ı kuşatır. İskender Bey, yine yakıp yıkma taktiğiyle Osmanlıları erzaksız bırakır ve levazım birliklerine saldırır. Kuşatma altındaki Arnavut kalesi başarıyla Osmanlı saldırılarını püskürtür ve büyük kayıp verilmesine sebep olur. Kuşatma sırasında Osmanlı ordusuna yiyecek ve iaşe sağlayan Venedikli tacirlere yapılan Arnavut saldırısı, iki ülke arasındaki ilişkileri daha da gerer. Venediklilerden iaşe sağlayamayan Osmanlılar, Eylül ayına gelindiğinde hâlâ kaleyi ele geçirememiş durumdadır. Kaleyi düşüremeyeceğini anlayan II. Murad Ekim ayında kuşatmayı kaldırarak Edirne'ye döner. Birkaç ay sonra Şubat 1451'de ölecek ve yerine 1481 yılına kadar tahtta kalacak olan II. Mehmed geçecektir.
İskender Bey, Osmanlı hükümdarı II. Murad'ın saldırılarını püskürtmüş olsa da yakıp yıkma taktiği ve hasadın verimsiz olmasından dolayı Arnavut topraklarında açlık baş göstermekteydi. İskender Bey bu durum karşısında V. Alfonso'dan yardım talep edecek ve iki taraf arasında 26 Mart 1451 tarihli Gaeta Antlaşması imzalanır.8 Antlaşmaya göre Osmanlı tehlikesine karşı Alfonso'nun desteğini alan İskender Bey Aragon hanedanının bir vâsalı olur. İskender Bey Arnavutluk toprakları üzerinde ailesinden gelen ayrıcalıklarını koruyacak ve Alfonso'dan yıllık 1500 düka altın almaya devam edecektir.
İskender Bey 21 Nisan 1451 günü Ortodoks Ardenitsa Manastırında Donika Kastrioti ile evlenir. Donika, önemli Arnavut asillerinden Cerc Arianiti'nin kızıdır.
1450 yılındaki Akçahisar kuşatmasını izleyen beş yıl boyunca Arnavutluk toprakları sakindir. Yeni Osmanlı padişahı II. Mehmed Bizans İmparatorluğu'nun geriye kalan kısımlarını ele geçirmekle meşguldür. Ancak buna rağmen 1452 yılında bir çarpışma yaşanmış ve Arnavut topraklarına gönderilen Osmanlı Ordusu İskender Bey tarafından püskürtülmüştür. İskender Bey ile Dukagin ailesi arasında süregelen çatışmalar ise Papa V. Nicholas tarafından sonlandırılır, iki taraf uzlaştırılır.
1455 yılında yaşanan Berat Kuşatması yeni Osmanlı sultanıyla İskender Bey arasındaki ilk karşılaşma olarak değerlendirilebilir. Kuşatma Leş Birliği için mağlubiyetle sonuçlanacaktır. İskender Bey Berat Kalesini aylarca kuşatmış ve Osmanlı garnizon komutanıyla teslim şartları üzerinde anlaşmıştır. Bundan sonra İskender Bey kuşatmayı gevşetecek ve bölgeden ayrılacaktır. Osmanlılar kuşatmanın zayıflatıldığını görünce İshak Bey komutasında bir destek süvari birliği gönderecektir. Bu taktik hata sonrasında Arnavut kuşatmacıların neredeyse tamamı öldürülecektir.
Berat başarısızlığı bazı Arnavut asillerinin Leş Birliğine dair olumsuz tutum almalarına yol açmıştır. Bunlardan Moisi Arianit Golemi Osmanlı tarafına geçmiştir. 1456 yılında 15 bin kişilik bir Osmanlı Ordusunun başında Arnavutluk'a dönse de Oranik Muharebesi'nde mağlup olur. İskender Bey'den af dileyen Moisi Arianit Golemi yeniden Arnavutluk saflarına geçer.9
1457 yılında diğer bir Arnavut asili ve İskender Bey'in yakın akrabası olan Hamza Kastrioti Osmanlı saflarına geçer.10 Aynı yıl 70 bin Osmanlı Ordusu Arnavutluk ayaklanmasına tamamen son verme umuduyla harekete geçer. İshak Bey komutasındaki Osmanlı Ordusunda Hamza Kastrioti de bulunmaktadır. Osmanlı Ordusu günümüzde Kurbin ilçesinde bulunan Laç kenti yakınlarında kamp kurar. Sürekli geri çekilen ve düşmanın Arnavut topraklarını yağmalamasına izin veren İskender Bey Osmanlı kampına 2 Eylül günü baskınla saldırır. Osmanlılara ağır zayiat verdiren bu saldırı sonucunda yaklaşık beş yıl boyunca sürecek barış dönemine girilir. Hamza Kastrioti esir edilerek Napoli'ye gönderilir.
Albulena Muharebesindeki zaferden sonra İskender Bey ile Papa III. Callixtus arasındaki ilişkiler yakınlaşır. Osmanlılara karşı verilen mücadelede Kutsal Makam komutanı ilan edilir. Ayrıca Athleta Christi payesine layık görülür.11 27 Haziran 1458 tarihinde V. Alfonso ölünce yerine tahta geçen oğlu I. Ferdinand'a bağlılığını bildirir. Ancak kraldan destek almaktan çok onun iktidarda kalmasına yardım edecektir. Sürekli ayaklanmalarla boğuşan kral Ferdinand 1460 yılında İskender Bey'den yardım talebinde bulunur. İskender Bey, kendisini krala karşı kendi saflarına çekmek isteyen Otranto Prensi Giovanni Antonio Orsini'nin teklifini geri çevirir ve Aragon ailesine sadakat yemini ettiğini vurgular. 1461 yılı Ağustos ayında 1000 süvari ve 2000 piyade ile Puglia'ya çıkartma yapar. Barletta ve Trani kentlerinde Giovanni Antonio Orsini birliklerini mağlup eder. Bu sayede kral Ferdinand'ın tahtını güvenceye aldıktan sonra Arnavutluk'a döner. Kral Ferdinand, İskender Bey'e bu dönemdeki başarılarından sonra Trani Kalesini ve Monte Sant'Angelo ile San Giovanni Rotondo kentlerinde toprak verir.
İskender Bey Arnavutluk’a döndüğünde topraklarına doğru üç Osmanlı Ordusunun yaklaşmakta olduğunu öğrenir. Sinan Paşa komutasındaki ilk orduyu Mokra’da, Hüseyin Bey komutasındaki ikinci orduyu Ohri’de ve üçüncü orduyu da Üsküp yakınlarında yener. Bu durumda İskender Bey Leş Birliği üyelerinin de baskısıyla II. Mehmed ile 10 yıllık bir barış antlaşması Üsküp'te 1463 yılı Nisan ayında imzalanır.
Bu dönemde 1463-1479 Osmanlı-Venedik Savaşı başladığından dolayı Venedik’in İskender Bey’e bakışı ve tutumu tamamen değişir. İskender Bey’i çok değerli bir müttefik olarak gören Venedikliler 20 Ağustos 1463 tarihinde iki ülke arasında barış antlaşması imzalarlar. Antlaşmaya göre Arnavutluk karasularında Venedik donanmasının bulunmasına izin verilirken, Venediklilerin Osmanlılarla yapacakları herhangi bir antlaşmada Arnavutluk bağımsızlığının garanti edileceği karar altına alınır.
Osmanlılara karşı yeni bir haçlı seferi girişiminde bulunan Papa II. Pius 1464 yılı Ağustos ayında ölünce Ohri’de Osmanlılara saldırmış olan İskender Bey yalnız kalır. 1465 yılı Nisan ayındaki Vaikal Muharebesi’nde İskender Bey Balaban Paşa’ya karşı pirus zaferi olarak tanımlanabilecek bir galibiyet alır. Savaşta yenilen Osmanlılar çok önemli Arnavut asillerini ele geçirmeyi başarır. Esir edilen asiller arasında Moisi Arianit Golemi, Vladan Gjurica başta olmak üzere 19 asil subay bulunur. Bu kişiler derhal Kostantiniyye’ye gönderilir. İskender Bey’in II. Mehmed’e yaptığı rehine değişimi veya fidye önerileri geri çevrilir, asiller işkencelerle öldürülür.
Aynı yıl iki yeni Osmanlı Ordusu Arnavutluk topraklarına saldırır. İskender Bey İkinci Vaikal Muharebesi’nde Balaban Paşa’yı sonra da Yakup Bey komutasındaki diğer destek birliğini de Tiran yakınlarında yener. Arnavutluk asillerine yapılan işkencenin de etkisiyle tüm Osmanlı savaş esirleri öldürülecektir. 1466 yılında II. Mehmed bizzat 30 bin kişilik ordusunun başında Arnavutluk’a gelir, babası II. Murad’ın 16 yıl önce tamamlayamadığı Akçahisar kuşatmasını yeniden başlatır. Kenti koruyan 4400 kişilik garnizonun başında Arnavut Prensi Tanuş Topia bulunmaktadır. Aylarca süren zorlu kuşatmanın ardından II. Mehmed kentin alınamayacağına karar vererek Kostantiniyye’ye döner. Ancak kuşatmayı devam etmesi için Balaban Paşa’yı orada bırakır. Sonraki kuşatmalara destek amacıyla İl-basan adında bir kale inşa ettirir.12 Kuşatma sürmekteyken İskender Bey mali destek sağlamak için İtalya’ya gider. Döndüğünde 1467 yılı Nisan ayında Leka Dukagin ile birlikte önce bölgedeki Osmanlı birliklerine sonra da Krujë kuşatmasını sürdüren Balaban Paşa’ya saldırır. Kuşatma kırılacak ve muharebe sırasında Balaban Paşa da Cerc Aleksi adındaki bir arkebüzcünün ateşi sonucu öldürülecektir. Duruma hakim olan İskender Bey, Osmanlılar tarafından inşa edilen İlbasan kalesini kuşatır. Yine sefere çıkmak durumunda kalan II. Mehmed Elbasan kuşatmasının iptal edilmesini sağlasa da üçüncü kez kuşattığı Akçahisar’ı yine ele geçiremez.
Her yıl yenilenen Osmanlı saldırıları sonucu Arnavut halkı çok büyük kayıplar vermektedir. Ülkenin ekonomisi ise çökmüş durumdadır. Bu sorunların yanı sıra asillerin topluca öldürülmeleri İskender Bey’in Arnavut asilleri arasında yeni bir toplantı çağrısı yapmasına yol açar. Leş Birliğinin yeni stratejisinin belirleneceği bu dönemde İskender Bey sıtmaya yakalanacak ve 17 Ocak 1468 günü ölecektir.
İskender Bey’in ölümünden sonra Venedik Akçahisar ve diğer kalelerin korunması için yardım talebinde bulunmuş ve talep Leş Birliği tarafından kabul edilmiştir. Akçahisar 1477 yılında dördüncü kez Gedik Ahmed Paşa tarafından kuşatılmıştır. 16 Haziran 1478 tarihine kadar süren bu son kuşatmaya II. Mehmed de katılmış, şehir teslim alınmıştır. 1479 yılında İşkodra’nın da Osmanlıların eline düşmesiyle beraber Venedik’in Arnavutluk’taki etkisi çok sınırlandırılmıştır.
İskender Bey sayesinde Napoli Kralı olarak kalabilen Ferdinando İskender Bey’in ölümünü ardından ailesine koruma sağlamış ve Arnavut asillerine İtalyan topraklarında barınma imkânı vermiştir. Osmanlılardan kaçan Arnavutlar bugün İtalya’daki Arbıreş toplumunun kaynağı olarak gösterilmektedir.
Osmanlılar eline geçen son Arnavut kalesi bir yıllık kuşatmanın ardından 25 Nisan 1479 tarihinde düşen İşkodra olur. Osmanlı egemenliğine karşı direniş İskender Bey’in oğlu II. Con Kastrioti tarafından sürdürülse de başarısız olur. 1492 yılında Labırya’daki ayaklanma yeni Osmanlı padişahı II. Bayezid tarafından bizzat bastırılır. 1501 yılında İskender Bey’in torunu II. Cerc Kastrioti ile Progon Dukagin yaklaşık 200 silahlı askerle Lezhë’de bir ayaklanma başlatmaya çalışsalar da başarısız olurlar.
Castrioti Scanderbeg olarak adlandırılan İskender Bey’in ailesi Arnavut toprakları Osmanlılar tarafından işgal edilince Napoli Krallığı topraklarına göç eder. Burada vasal olan aileye Lecce bölgesinde Galatina ve Soleto toprakları verilir. İskender Bey’in oğlu II. Con Kastrioti, Sırp despotu Lazar Brankoviç’in kızı Irene Brankovic Palaiologina ile evlenir. Bu aile aynı zamanda Bizanslı Paleologos Hanedanının da son temsilcilerindendir.
Güney İtalya’da bulunan İskender Bey ailesinin iki kolu günümüze kadar gelmiştir. Bu kollar İskender Bey’in torununun çocukları Pardo Castriota Scanderbeg ve Achille Castriota Scanderbeg’den gelir. Aile İtalyan asilleri arasında kabul edilir ve Hospitalier Şövalyeleri Nişanına sahiptir. Kökenlerini bu aileye dayandıranlar arasında Arnavut lider Avlonyalı İsmail Kemal Bey bulunmaktadır.
İskender Bey tarihsel olarak Osmanlı İmparatorluğu'nun batıya doğru genişlemesini geciktiren en büyük engellerden birisi olmuştur.13 Bu sayede yaklaşan Osmanlı ordularına karşı Batı Avrupa devletleri önlem alabilmiştir. İskender Bey’in ayırt edici özelliği çok sınırlı bir ekonomik ve toplumsal kaynakla çok uzun bir süre (yaklaşık 25 yıl) 15. yüzyılın en büyük askeri gücüne direnmesindedir. Askeri alanın yanı sıra siyasi, diplomatik alanlarda da başarılı olmuştur. İskender Bey’in Osmanlı boyunduruğuna karşı mücadelesi 19. ve 20. yüzyıldaki Arnavut milliyetçiliğinin gelişmesinde ve ulusal bağımsızlık arayışında simge bir isim olmuştur. II. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyasının işgali altında kalan ülkede destek arayışında olan Almanlar İskender Bey’in adı verilen 21. SS Waffen Dağcı Tümeni "Skanderbeg" Waffen-SS tümeni kurulmuştur.14 Günümüzde onun adını taşıyan birçok anıt, müze ve yerleşim yeri bulunmaktadır.
Dosya:Skanderbeg Pallace.JPG|Roma'daki İskenderbey Sarayı |Tiran'daki İskender Bey Meydanı ve heykeli Dosya:Kruja.jpg|Akçahisar'daki İskender Bey Müzesi Dosya:Lezhe.jpg|Eski Selimiye Camii olan Leş'deki İskender Bey mozolesi Dosya:SS Skanderbeg volunteer sleeve patch.png|İskenderbey Waffen-SS Tümeni arması
İskender Bey özellikle 17. yüzyılın sonlarına doğru Osmanlıların ilerleyişi II. Viyana Kuşatması döneminde yaşamsal bir tehdit haline gelince Hristiyan direnişinin simgesi haline gelmiştir. Bu çerçevede kaleme alınan bazı eserler şunlardır:
Ayrıca çok sayıda ünlü yazar İskender Bey hakkında yorumda bulunmuştur. Voltaire başarılarını olumlu olarak değerlendirecek, Sir William Temple ise onu taç giymemiş en önemli 7 liderden birisi olarak değerlendirecektir.15
Sanat alanında kendisiyle ilgili çok sayıda eser verilmiştir. Bunlardan bazıları şunlardır:
Arnavutluk Görice'deki Skënderbeu takımı adını ondan almıştır.
Orijinal kaynak: iskender bey. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Uzunçarşılı İsmail Hakkı, Osmanlı Tarihi, cilt 1, s. 209, TTK Yayınları(10. baskı), Ankara 2011 ↩
Diyanet İslam Ansiklopedisi, cilt 22, İskender Bey maddesi, Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul 1996 ↩
Kelimenin kökeni kale anlamına gelen Yunancadaki κάστρο kelimesinden gelmektedir ↩
Bu bayrak hâlen Arnavutluk'un simgesidir ↩
Antlaşmayı Napoli Krallığı adına Arnaldo Fonolleda, Leş Birliği adına ise Ortodoks rahip Stefan ile Katolik rahip Nikole de Berguçi imzalayacaktır ↩
1464 yılında Arnavut kökenli Osmanlı devşirme komutanı Balaban Paşa'ya esir düşer. İskender Bey'in diğer komutanlarıyla beraber İstanbul'da işkenceyle öldürülür. ↩
Hamza'nın İskender Bey'in oğlunun doğmasından sonra taht umudu kalmamasından ötürü düşman saflarına geçtiği düşünülmektedir ↩
Hristiyanlığın savunucusu<gwmw class="ginger-module-highlighter-mistake-type-1" id="gwmw-15453252383121628745167"> olanlar</gwmw>a<gwmw class="ginger-module-highlighter-mistake-type-1" id="gwmw-15453252383128056217585"> ver</gwmw>ilen unvan ↩
Direnişçilerin başında Macar komutan Hünyadi Yanoş, Eflak voyvodası III. Vlad ve Boğdan Prensi III. Ştefan sayılmaktadır ↩
Tümenin işlemiş olduğu insanlık suçlarıyla ilgili makale 24 Ocak 2012 tarihinde erişilmiştir ↩
Taç giymemiş 7 lider şöyle sıralanır: Belisarius, Flavius Aetius, János Hunyadi, Gonzalo Fernández de Córdoba, Alexander Farnese, Willem de Zwijger ve İskender Bey ↩
İlgili sayfa 12 Ocak 2012 tarihinde erişilmiştir ↩
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page